Holly Kennedy (Hilary Swank) güzel, zeki bir kadındır ve hayatının
aşkıyla evlidir; tutkulu, esprili ve tez canlı İrlandalı Gerry (Gerard
Butler). Gerry amansız bir hastalık yüzünden öldüğünde, Holly’nin de
hayatı kararır. Ona yardım edebilecek tek kişi, artık yanında değildir.
Kimse Holly’yi Gerry kadar iyi tanımamaktadır. Neyse ki Gerry her şeyi
önceden planlamıştır.
Gerry ölmeden once, Holly’ye sadece çektiği acıda değil, kendini
yeniden keşfetmesinde de rehberlik edecek bir dizi mektup yazmıştır.
İlk mesaj Holly’nin 30. yaş gününde, bir pasta ve Holly’nin şaşırıp
kalmasına neden olan bir bant kaydı şeklinde gelir. Kayıtta Gerry eşine
dışarı çıkıp “kendisinin kutlamasını” istemektedir. Bunu izleyen
haftalar ve aylarda, Gerry’nin yazdığı başka mektuplar, şaşırtıcı
yöntemlerle gelir. Holly’yi yeni maceralara yollayan mektupların her
biri aynı imzayla bitmektedir: Not: Seni Seviyorum/P.S. I Love You
Holly’nin annesi (Kathy Bates) ve en iyi arkadaşları Denise (Lisa
Kudrow) ve Sharon (Gina Gershon), Gerry’nin mektuplarının Holly’yi
geçmişe mahkum ettiğini düşünüp endişelenmeye başlarlar ama aslında,
her mektup onu yeni bir geleceğe adım adım yaklaştırmaktadır.
Gerry’nin sözlerini rehber edinen Holly evliliğe, dostluğa ve güçlü bir
aşkın, ölümün nihailiğini yeni bir hayatın başlangıcına nasıl
dönüştürebildiğine dair bu öyküde dokunaklı, heyecanlı ve zaman zaman
komik bir yeniden keşfetme yolculuğuna çıkar.