Şu baş belası dilimi kesin !
Zilimi çalsın serzeniş, içime dolsun üzüntü
Süreklilik ne zor bir iş..
Perişanlık, pişmanlık çekilmesi en güç dertmiş . .
Sabır tüm sıkıntıların anahtarıdır, doğrudur
Düş kırıklıklarım sonucu ruhum yorgundur
Ağaçlarımdan pişmanlık meyveleri sarkıyor . . Haydi topla !
Gözlerimden uyku çalanı ara ve bul patakla
Gönlümün dipte kalan kısmında arşivlenmiş onca yara
Yılan ve akreplerle dolu içinde bulunduğum yuva
Birileri haddini bildirmeli ölüm okuna kafa tutan kalkanlara
Yaptıklarımdan sebep yapacaklarına hazırlıklı
Sago yüzüm sadık köpek yüzün kedice pazarlıklı
Lan bi sen mi kaldın tek akıllı ? (Sen mi !)
Bu tarla mayınlı ! Ummadığın yer tuzaklı...
(Vesselam)
Dil ateştir biraz suylaaaa söndürülmesi mümkündüüüür
Tırnaklarını aşındıraaan, çözemediğin bu kör düğümdüüür
Üzgünümdür hayli vesselam
Vuslatım gelmez mihmaaan
Beklerim..
Gurbetteyim ne edeyim? (Ne deyiiim)
(Kaf-kef ! Ver gazı)
Sen gözümde dikensin bana hoş bir gül gerek
Düşüncelerin yüzüne vurmalı. Buna adam gerek !
Lakayıtın hedefi uğruna sadece yanan bir yığın emek
İçinde şeytan himayede o sen değilsin o an demek
Kum saati döner, akan zaman saçlarımı söker
Nursuz bir yüz meyvesiz bir ağaca benzer, gülüver
Taş yerinde ağır - ağır, ağır gazla diyarımdan
Ey iştahı maymun nefis çekil gıyabımdan
El emeği mahsulünden geçin yunus
Dalaletin delaleti olmak neyime ? Desturum !
Sorularınızın cevaplarını bakışlarımdan bulun . .
Silahlarımın acılarını kurşunlarımdan sorun
Elbiselerin kibir kokulu kalbin içi fesat dolu
Fikir - zikir aynı anda bitirir okulu
Fark edilmez sandığın komik iblis oyunu
Ezelden beridir ona elini veren kaptırmıştır kolunu ! . .
Dil ateştir biraz suyla söndürülmesi mümkündür
Tırnaklarını aşındıran çözemediğin bu kör düğümdür
Üzgünümdür hayli vesselam
Vuslatım gelmez mihman
Beklerim..
Gurbetteyim ne edeyim ?