senem Üye
Mesaj Sayısı : 423 Yaş : 31 Kayıt tarihi : 26/04/08
| Konu: Özgür Çevik Salı Haz. 10, 2008 2:03 pm | |
| | |
|
simgefron Üye
Mesaj Sayısı : 197 Yaş : 26 Kayıt tarihi : 18/06/08
| Konu: Geri: Özgür Çevik Ptsi Ağus. 04, 2008 4:38 pm | |
| sesi güzel ve yakışıklı ama yolladıkların bende çıkmadı yinede saol | |
|
mella. Hsm Tutkunu
Mesaj Sayısı : 7776 Yaş : 28 Kayıt tarihi : 04/07/08
| Konu: Geri: Özgür Çevik Çarş. Eyl. 24, 2008 8:52 pm | |
| saol jnm gerçekten de güzl bir oyuncu yeteneğine ve ses yeteneğine sahip | |
|
''streetdance~ Hsm Tutkunu
Mesaj Sayısı : 8400 Yaş : 29 Kayıt tarihi : 29/07/08
| Konu: Geri: Özgür Çevik Ptsi Ekim 13, 2008 6:35 am | |
| * Düet yapmak istediğin birileri var mı?
Önce kendi tarzımı oturtmam gerekiyor ve şu anda kendimi bulmaya çalışıyorum. Bir albümde olacak bir şey değil bu. Üçüncü albümümde belki böyle bir çalışmam olabilir. Şu anda biriyle düet yapsam, o kişi kendi müzikal kariyerini oluşturmuş biri olacaktır. O kişi doğal olarak albümü ve tarzın şekillenmesini etkileyecektir. Halbuki şu an benim ihtiyacım olan şey; kendi başımın çaresine bakmak. Onu, ben olduktan sonra yapabilirim.
* Bir anne figürü var “Düşüşüm” klibinde…
O aslında toplumu temsil eden bir karakter. Çünkü kendi hayatımda öyle baskıcı bir anne örneği yok bende. Onun özdeşleştirilme tehlikesi var, ama ailem öyle bir aile değil. Annemden daha çok bana anne gibi davranan daha dominant insanlar çıktı karşıma. Onları da dinlemek zorunda kaldım, ama sonunda kendini gösterme cesaretine sahip oluyorsun. “Ben buyum” yapacak bir şey yok. “Ben zaten bu yolda gidecektim, ama üzerimde bu baskıyı yaratırsanız ben bu yoldan da saparım” dedim onlara.
* Baskı çok antipatik değil mi, insana tam tersini yapma isteği veriyor:)
Herkes kendi antitezini üretir ya, baskı da kendi savunma mekanizmasını yaratıyor. Adaptasyonu doğru yapmak gerekiyor.
* Seni en çok üzen vedanı anlatır mısın bize? Biraz kazık bir soru oldu ama…
Ben genel hatlarıyla anlatacağım için sorun yok:) İlk ve son olan daha akılda kalır. Ortalar biraz kaybolur. Bir görüşmeye gittiğin zaman ilk izlenim, çok önemlidir. Ortaya gittikçe etki flulaşır. O yüzden ilk vedamı hatırlıyorum, çok kötüydü. Zaten hayatımda pek çok veda oldu, çünkü birçok şehir değiştirdim. Ankara’da doğdum. Erzurum, Amasya, Lüleburgaz, Bingöl, İzmit gibi pek çok şehirde yaşadım. O vedaları saymazsak eğer, ilk veda, lise sondaydı. Çok etkilemişti beni. Bir hayal kırıklığı ve özgüven problemi yaratıyor vedalar. Hemen bir kabuğa çekilme, cenine dönüşme durumu oluyor. O aralar bende baya uzun oluyor genelde çünkü kendimi toparlayamıyorum. Bir takım ilişkimsiler oluyor ve bir türlü bir ilişkiye dönüşmüyor!
* Sorun nerede sence?
Tek bir sebebi yok bence, ama en kolay anlatabileceğim şekliyle anlatayım; çok ciddi bir nesil değişimi var şu anda. Geçmişle bugün arasında çok sert bir ayrım var. Romantizm dönemi çok ani bitti, daha gerçekçi bir nesil yetişiyor. Biz de değişmek zorunda kalıyoruz. Arada hissediyorum ben kendimi. Birinci sebep bu sosyal, toplumsal değişim bence. İkincisi çocuklukta yaşadığımız şeyleri arıyoruz, yapılanmaya çalışıyoruz, o zamanki gibi bir ilişki yaşamaya çalışıyoruz. Bunu aritmetik bir yerden formüle etmeye çalıştığımız için de başaramıyoruz. Eskiden her şey kendi doğal sürecinde olan şeylerdi. Savunma mekanizması yoktu, hayatı iyi tanımıyorduk, yaşayacağımız şeyler olduğunu biliyorduk ve hepsini güzel sanıyorduk. Şimdi bir sürü zırhımız, duvarımız var.
* Hislerimizi de artık kolayca açıklayamıyoruz…
Evet, hatta karşı tarafın da açıklamasına izin vermiyorum ben. Çünkü bazen yapış yapış geliyor, söylenen cümleler çok kolay harcanıyormuş gibi geliyor. Bazen çok karşılığını bulmuyormuş gibi geliyor. Zaman zaman da bunu hak etmediğimi düşünüyorum. Karışık bir durum var, benim kafam çok karışık galiba:)
* Kendini psikolojik olarak zayıf hissettiğin anlarda rahatlamak için neler yapıyorsun?
Psikolojik olarak zayıf hissettiğim konuları obsesif olarak düşünüp acı çekiyorum. Biraz saçma bir mantık ama:) Psikolojik olarak kendini onarabilen bir adam olduğumu düşünüyorum aslında. Böyle durumlarda kendimle baş başa kalıyorum. Onu tercih ediyorum. Aslında her insanın kendisini onarabilecek bir sihri var. Bunu kafasındaki sorunları görmezden gelerek, bastırarak yapabileceğine inanmıyorum sadece. Bir aşk acısından sonra, hemen yeni bir aşk bulmak çözüm değil örneğin. Arkadaş acısından sonra, başka ortamlara gireyim de bunu unutayım düşüncelerinden ziyade, insan kendini dinlerse, bununla başa çıkabilir. Bu insanın kendi şifacılığı. O yüzden güçlüyüz, bizi hayvanlardan ayıran özellikler bunlar. Bunu yapabildiğimi düşünüyorum ve o yüzden delirmiyorum.
* Çok sevdiğin bir insanın artık seni sevmediğini anladığında vereceğin ilk tepki ne olur?
Başta bir kırgınlık olur. Çünkü böyle durumlarda kırılan bir insanım. Her ne kadar gerçekçi görünsem de, bu konularda hassasım. Sonra çekip giderim, sebebini anlayamadıysam, sormaya çalışırım. Bazı şeylerin nedeni yoktur, soğuduysa soğumuştur, zorlamanın bir anlamı yoktur. Büyük ihtimalle veda eder giderim. Ama benim zaten hepsi içimde yaşamaya devam ediyor. Eski arkadaşlarım, eski sevgililerim, hayatıma giren herkes için geçerli bu. Kafamda yaşamaya devam ediyor onlar. Benim öyle bir avantajım var. Birini çok uzun süre görmediğimde, diğer insanlara nazaran daha az özleyen bir adamım, çünkü gerçekten kafamdalar onlar. Karşı taraf hep sitem eder bana, görüşelim, hiç özlemedik mi birbirimizi diye. Telefonla konuşmak bile yetiyor bazen.
* Çok kolay tatmin oluyorsun bu anlamda…
Hayır, belki de kafamdaki dünyayla, pratik dünyayı biraz daha rahat eşitleyebilen bir adamım. İkisi birbirine karışıyor biraz. Ama hastalık boyutunda değil:)
* Yakında konserlerin de başlayacak. Nasıl bir sahnede yer almak isterdin?
Dekorla ilgili çalışmalar yapıyoruz. Alışılagelmiş, sıradan bir sahneye çıkmak istemiyorum. Hemen şekillenmeyecektir o. Ufak tefek işlerle başlayıp yavaş yavaş geliştireceğim bunu. Sorun şu ki Anadolu’da sahne alacağım mekanlar hem küçük hem de teknik olarak eksik. Hayalimi anlatabilirim tabii; arkada değişen bir görüntü istiyorum. Bu biraz klişe ama kendi dünyamı oraya yansıtabilirim. Özellikle elektronik müzikte yapılıyor bu.
* Bir gazeteci olsan, kendine nasıl bir soru sorardın?
“Cinsel hayatınız nasıl gidiyor?” diye sorardım, ama cevaplamazdım:) O sert sorular soran gazetecilere bir taraftan çok hayran oluyorum, ama bir taraftan da karşı tarafın durumunun acizliğini anlamaya çalışıyorum. Neden cevap veriyorlar anlamıyorum, çünkü burası mahkeme değil. | |
|
Fairytale{R}~* HsmFan Üyesi
Mesaj Sayısı : 4561 Yaş : 27 Kayıt tarihi : 23/11/08
| Konu: Geri: Özgür Çevik C.tesi Haz. 06, 2009 10:35 am | |
| ben de bayılıyorum Sağol canım | |
|
Seçil Akın Hsm Bağımlısı
Mesaj Sayısı : 12033 Yaş : 423 Kayıt tarihi : 28/01/09
| Konu: Geri: Özgür Çevik Çarş. Haz. 10, 2009 7:44 pm | |
| Yakışıklı bence sağol | |
|
HiLaLsSs HsmFan Üyesi
Mesaj Sayısı : 1464 Yaş : 30 Kayıt tarihi : 28/05/08
| Konu: Geri: Özgür Çevik Ptsi Ağus. 10, 2009 12:13 pm | |
| Pınar Aydın'la çok yakışıyordu =( | |
|
veness[a]rzu HsmFan Üyesi
Mesaj Sayısı : 558 Yaş : 29 Kayıt tarihi : 05/08/09
| |